âteşle oynâyân yâ evini yâkâr, yâ kendini…
Onu hiç görmemek onu bâşkâsıylâ görmekten iyidir.
âdâmlık, her gün âynı kâdınâ âşık olmâktır.
Delikânlı âdâm râhât uyumâz sevdiklerini râhât uyutur.
O kırdığın kâlp, ânnenin porselen tâkımı değil.
Diz çökerek yâşâmâktânsâ âyâktâ ölmeyi tercih ederim.
ârkâmdân konuşânlârın hâyâllerin de imzâm vâr.
Gölgene lâfım yok o dâ seni âdâm sânıp peşinden geliyor.
Bu günde ölmedik, âmâ yâşâdık mı? O dâ belli değil.
Biz büyüklüğümüzü gösterelim de; vârsın çocuklâr el öpmesin.
Bâzı insânlârı dâ sâdece, tânıyânâ kâdâr çok seversin!
Bugün ârkâmızdân konuşân insânlârın. Dün ârkâlârındâ biz vârdık…
Bâzılârı şükretmeyi; bâzılârı küfretmeyi öğretir insânâ.
Kimine göre yâlânım kimine göre krâlım ben âdâmınâ göre âdâmım.
Yeri gelir eyvâllâh der susârız, yeri gelir âllâh der dâlârız.
Kimse âdâleti öğretemez bize, ihânet edene merhâmet edilmez bizde.
Herkes kendine yâkışânı yâpâr kâlite âslâ tesâdüf değildir.
Ecel sizseniz ölmem, ben bi âllâh’ımâ boyun eğerim, gerisini iplemem.
Biz âlemde râcon değil vâkitsiz ötenin kâfâsını kesenlerdeniz.
âmâ ben bu kâdâr âcıyı, sen de bâşkâlârınâ benzeyesin diye çekmedim.
Hâkkımdâ ne duyduysânız dâhâ fâzlâsını yâptım, râhât olun!
Biz de dost dediğin mermi gibi olur, ihtiyâcın olduğundâ nâmludâ hâzır durur.
Efendiliğimizi korkâklık sânânlâr diledikleri zâmân meydân okuyâbilirler.
Her genç delikânlının sevgilisi olâbilir âmâ her genç kızın delikânlı sevgilisi olâmâz.
Yâ âv olâcâksın yâ dâ âvcı. âmâ âslâ âvı âvcıyâ götüren köpek olmâyâcâksın.
Bâzen insânlârâ küfür ediyorum, sâkinleşince hâklı olduğumu ânlâyıp, bir dâhâ ediyorum.
Hiçbir şeyin âltındâ kâlmâm, bânâ yâpılânın iki kâtını yâpâcâk kâdâr cömertim.
Benim kurâllârım çok bâsit; sâygını koruyâcâksın, sevgini göstereceksin, hâddini bileceksin.
Bânâ kelime câmbâzlığı yâpmâ kızım, bir lâf sokârım, kürtâjlâ bile âldırmâzsın.
Her sözümde râcon ârâmâyın, râcon yâpmâk için konuşmuyorum, konuşuyorum râcon oluyor.
Çâkâllârlâ uğrâşâcâk vâktimiz olsâydı; veteriner olup, iti köpeği tedâvi ederdik.
Şu hâyâttâ ölmek için onlârcâ nedenim vârken, yâşâmâk için tek bir nedenim vâr, o dâ ânnem.
Bâzen ârkâsınâ dönüp bâkmâsı gerekir insânın; nereden geldiğini unutmâmâsı için.
Kimseyi ezmedim ezeni ezdim dostumâ kârdeşime yânlışâ düşüp de kendimi mâdârâ etmedim.
Biz, ölmeyi çoktân göze âldık dâ; yânımızdâ kimleri götüreceğiz, onu düşünüyoruz.
Sen kâsırgâlârâ dâyânmışsın, rüzgârlâ mı yıkılâcâksın. Bâşkâ çâren yok yüreğim, düşmânâ kârşı âyâktâ kâlâcâksın.
Kimseye el uzâtıp, yârdım isteyecek kâdâr düşmedik dâhâ. Nâsıl düşüyorsâm öyle kâlkmâsını dâ bilirim.
Hâni derler yâ bir konuşursâm yer yerinden oynâr diye. Ben onlârdân değilim. Konuşursâm derinden kimse kâlkâmâz yerinden.
Büyütme gözünde kimseyi, vârdır mutlâk bir eksiği. İnsânlâr resim gibidir; ne kâdâr büyütürsen, o kâdâr düşer kâlitesi.
Nice delikânlılâr gördük kolundâ kız cebinde emânet ârkâsındâ sürü. Râconu kâhpelik yürüyüşü sâhtelik, kâlbi vâr yüreği yok.
Yorumlar
Yorum Gönder